Genel Olarak Kısa Dönem Askerlik
Acemilikte neler yapılır?
Kısa Dönemlere neden poşet denir?
Kısa Dönemlere neden poşet denir?
Her gün kaçta kalkılır ?
Yemekler nasıl, ne içilir ne yenilir?
Mıntıka, içtima, çavuş da ne ola
ki?
Acemilikte nöbet var mı?
Yemin töreni nedir ne zaman yapılır?
Çarşı iznine ne zaman çıkılacak?
Bilinmesi gereken kavramlar: RDM Nedir? Çarşı izni, izin- evci izni, revir, hava değişimi kavramları?
Bilinmesi gereken kavramlar: RDM Nedir? Çarşı izni, izin- evci izni, revir, hava değişimi kavramları?
Disko cezası nedir? Ceza durumları nelerdir?
Mesleğimin askerlikte ne gibi bir artısı olur?
Usta Birliğinde napılır?
Devrecilik nedir?
Cep telefonu kullanmak?
İzin kullanmalı mı?
GİRİŞ
Gitmeden önce, acaba nasıl bir yer? sert mi katı mı,zorlanacak
mıyım, nasıl insanlar var komutanlar var, askerde ne yapılır diye bol bol
düşünülür, hatta çok takanlar uykusuzluk yaşayanları bilirim.
Öncelikle şunu bilin oradaki insanlar da sen ben gibi
sokaktaki vatandaşlar.
İlk başta: Acemilik ve usta birlik aynı şey değil. Acemilik
daha güzeldir , saçma sapan eğitimler alırsınız ya napıyoruz biz amacımız ne
deyip bol bol söylenir arkadaşlarınızla sohbet edersiniz. Hiç merak etmeyin bir
haftaya çevrenizdeki kişileri tanımaya başlarsınız. Olay hızlandırılmış bir
kurs gibidir. Uzun dönemlerin üç ay yaptığı şey siz bir aya yakın yapacaksınız.
Eğitim veren komutanların çoğu yaşça denginiz bir çoğu da sizden küçük
adamlardır. Yaşınızın avantajları ve dezavantajları vardır.
Yaşınız askere giden uzun dönemlere göre oldukça fazladır.
19 unu yeni bitirmiş bir sürü çocuk yaşta gençleri göreceksiniz. Acemilikte
hepiniz kısa dönem olduğu için onları usta birliğinde görürsünüz. Acemilikteki
komutanlarınız; - sizler kısa dönemsiniz, yaşlarınız büyük eğitimlisiniz o yüzden sizden
yana biz rahatız- derler hep. Çünkü söyleneni anlarsınız ve sizden beklentileri
fazla değildir. Üstlerine güzel rapor vermelerini sağlayın yeter. Çoğu
komutanla arkadaş olursunuz. Birliğinizde kaç asker olduğunuza göre takımlara
ayrılırsınız. Benim birliğim en çok kısa dönem alan birliklerdendi. Dört yüzden fazla kısa dönem askerdik. Bu da
kısa dönem için oldukça yüksek bir rakamdır. Kalabalıktık yani. Kış dönemi gittiğim
için sayının fazla olması normaldi. Kışı askerde geçirip yazın güzelliğini
çıkarmak isteyen ben gibi insanların çoğunluğu askerdeydi. Şimdi düşünüyorum da
mantıklı olanı yapmışım yazın askerlik çekilmezmiş. Kışın inanın bana karda
yağmurda çamurda çoğu kez eğitim görmez oturur lak lak ederdik arkadaşlarla ya
da koğuşlarda yatardıkJ
her neyse yaz kış fark etmez askerlik askerliktir.
Yaşınızdan dolayı hep bir saygı görürsünüz. Ama sakın
eğitimliyim yaşım var diye havaya girip saygı beklemeyin. O size gösterilir.
Ukalalık ettiğiniz de ne arkadaşlarınız arasında ne de komutanlar arasında
sevilmezsiniz. Gerek de yok zaten askerde herkes eşittir. Bu sözü özellikle
usta birliği için diyorum. Çünkü usta birliğinde sapla saman karışacaktır. Kısa
dönem uzun dönem birlikte olacaksınız. Genelde usta birliğinde takımlara kısa
dönemler ayrı ayrı yerleştirilir. Ben jandarma olarak yapmıştım. Jandarma
taburunda her takımda 3 ila 4 kısa dönem vardı. Usta birliğinde en dikkat edilmesi
gereken şey; orada küçük çakallar göreceksiniz. Sizi çekemeyen ama aslında kendi kendini hor gören adamlar vardır. Ve
hep: -siz kısa dönem yapıyorsunuz benim şafağım uzun adamlara bak askerlik mi
yapıyor- gibi muhabbetler yaparlar. Sinir bozmaya gerek yok kendilerini
rahatlamaya çalışıyorlar. Askerlik değişik bir olgu inanın kendinizin bile
değişik yönlerini keşfedersiniz. Çünkü o taburdan içeri sadece ve sadece
askerseniz girebiliyorsunuz. Askerliğiniz bitti mi asla giremeyeceksiniz. O
koğuşları yemekhaneyi , banyoları ne biliyim aklınıza gelen her yeri sadece
askerde görebileceksiniz. O yüzden biraz hapishane gibi gelecek size. İşte
yaşınızın dezavantajı burada ortaya çıkar. Okumuşsunuzdur belli bir
yaştasınızdır, salak bir tip gelip size emreder siz de paşa paşa: -emredersiniz
komutanım dersiniz. Bu sizi zorlayabilir.
Bazen cidden sinirlerinizin yıprandığını hissedeceksiniz. İşte o zaman
imdada kurduğunuz dostluklar yetişecek. Cidden stres atmak için eğlenmeye
bakın. Ben askerliği bir oyun olarak gördüm hep. Emredersiniz demek ya da
mıntıka yapmak ya da saçma sapan çocuk çoluğun kaprisini çekmek zoruma gitmedi
esasında bulunduğunuz süre azdır. Ama askerlikte bir günün onlarca güne bedel olduğu bir
psikolojiye girmek çok kolaydır. Her neyse eyvallah deyin gülün geçin. Yoksa
kendinize edersiniz. Kendine eden çok az arkadaşım oldu usta birliğinde onlar
bile baya bir süre sonra eyvallah hacı demeye başladılar. Çünkü hiç kimse aynı
kalamıyor. Sorgula sorgula bir yere kadar oyunu kurallarına göre oynayacaksınız
bu kadar basit.
Koğuş eğlenceleri, sohbetler, dedikodular sizin deşarj
olmanıza yetecektirJ
En güzeli de her şey yerine oturunca içtimaları konuşursunuz
şöyle oldu böyle oldu diye, nöbetleri konuşursunuz. Ben jandarma olduğum için
cidden sıkıcı değildi günler. Mahkumları getir götür hastane adliye zaman öyle
bir geçiyordu ki akşama bir sürü malzememiz oluyordu anlatacak. O yüzden
cezaevi jandarmaları zaman geçirme noktasında çok şanslılar. Acemilik her yerde
aynı da usta birliği ne olduğunuza göre (havacı, karacı, denizci) görevleriniz değişir. Biz memur
gibiydik ama her an mesaide olan çok çalışan memur hayatımız vardı.
Usta birliğinde komutanlar kısa dönemlere her zaman saygı
duyarlar ama arada takıntı olan cins adamlar da vardır. Zaten uzun dönemler hep
size anlatır bu komutan şöyledir falan diye. Siz de tanırsınız herkesi. Ona
göre nabza göre şerbet verirsiniz. Uzun dönemler sizden yaşça küçük olduğu için
genelde; hoca ya da abi diye hitap ederler. Siz de ağırlığınızı koruyun. Eğer
çocukluğunuzu yaşayamamış biriyseniz
affedersiniz; el ense g.. parmak yaparsanız saygınlığınız da kalmaz
hocalığınız ağabeyliğiniz de. Seveceğiniz çocuklar olacak onlarla aranız iyi
olur zaten ama gıcık mı gıcık çakal mı çakal çocuk çoluk da olacak. O yüzden
kimseyle yüz göz olmayın her zaman ağır modunuzu koruyun derim. Ama yanlış
anlamayın kasmayın yani sadece samimilik ayarınızı bilin diye diyorum. Zaten
genelde kısa dönemlerle vakit geçirmeyi seversiniz bir de seçtiğiniz akıl ve
mantıklı olan küçük yaştaki uzun dönemlerle.
Askerde bol bol planlar yapılır. Arkadaşlarınızla
konuşursunuz. Kim bilir ne iş yapan ne bölüm okumuş insanlar vardır. Fikir
alışverişi yaparsınız. Bu anlamda askerliğin çok faydasını görürüsünüz.
Askerlik bitince de arkadaşlığınız devam edecektir.
Gelelim ayrıntılara…
Ne götüreyim ilk gün
ne olacak?
Bilet alacaklar için söyleyeyim sakın erkenden teslim olmayın. Son gün,
teslim olma saatiniz geçmeden teslim
olun. Erken gitmenizi gerektiren hiçbir şey yok. Gittiğiniz de sizleri büyük ihtimal ziyaretçi
bekleme salonuna alacaklar. Ailesiyle gelen koca koca adamlar gördüm çok saçma
geliyordu bana ama tabii ailenize ve size kalmış bir durum bu. İsminizin
karşınıza teslim olduğunuza dair imzayı attınız mı artık her şey bitmiştir J Geri dönüşü yoktur
artık fiilen de ordunun malısınızdır.
Sizi toplarlar belli bir sayıya ulaşınca tek sıra halinde
kayıt yapılacak alana gidersiniz. Burası kalabalıksanız ki önceden demiştim kış
dönemi gittim ve bizim birlik de 450 ye
yakın kısa dönem vardı kalabalıktık. Ama yazın gidiyorsanız bu sayı oldukça
düşebilir. Ona göre spor salonu gibi bir alana girebilirsiniz. Her neyse. Orada
kayıtlarda görevli bir çok komutanı göreceksiniz. Çoğu size eğitim verecek
komutanlar görevlendirilmiştir. İlk tanışmanız bu sayede gerçekleşir. Önce
kimliğinizi alırlar. Artık nüfus cüzdanınız Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nundur.
Size askeri kimlik verecekler. Tabii hemen değil birkaç haftayı bulabilir.
Sağlık sigortanız ordu tarafından otomatik olarak yapılmıştır. Ve size bir sağlık karnesi vereceklerdir.
(usta birliğinde buna ihtiyacınız olmuyor sevk ile gidiyorsunuz doktora).
Çeşitli yerlere imza atarsınız. Ivır zıvır şeyleri doldurursunuz. Sonra sırayı
takip eder size verilecek eşyaları alırsınız.
Size verilecek
eşyalar
Artık askersiniz ve sadece acemilikte giyeceğiniz
kamuflajlarınız üzerinizde hayırlı olsunJ
(Usta birliğinde yeni kamuflaj verilir) Evet sırayı takiben komutanlar size
eşyaları dağıtacaklar. Oracıkta soyunun giyinin diyecekler J yazın gidiyorsanız
yazlık gömlek giyinirsiniz tabii kışlıkları da verirler mi bilemem. Ben kışın
gittim yazlık da vermişlerdi. Kamuflaj
gömlek pantolon ve botları verecekler. Botun yazlığı kışlığı yok beyler söyleyeyim o postalları ayağınıza
giyeceksiniz. Kışın bir nebze iyi de yazın ayaklarımda o botları düşünemiyorum J Burada dikkat edilecek
husus kamuflaj bedeninizi iyi ayarlayın. Zaten komutanlar sık sık sorarlar.
Bedenleri nasıl oldu diye bakacaklar. Siz en uygun bedeni bulun. Özellikle
altını çiziyorum bota dikkat edin. Ne küçük ne de çok büyük olmasın. Size
tavsiyem botunuzu kışlık ayakkabı numaranızdan bir numara büyük almaya özen
gösterin. Sebebi başta anlamazsınız ama bilen biri olarak söylüyorum. Siz
acemilikte sabahtan akşama kadar pat pat yürüyeceksiniz. Yemin törenindeki
geçit için günlerce hazırlanacaksınız. O yüzden botlar çok önemli. Botunuz
ayağınızı vurursa ki çok arkadaşım neler çekti anlatamam. Canınız yanmasın boş yere. Biz mesela botlar
açılsın diye botları elimize alır esnetmeye çalışırdık. Hatta ekmek arabasının
altında ezdirenleri hatırlıyorum. Ben de bir numara büyük aldım. Ha giyin bir
bakın ayağınızda boşluk da yaratmasın. Şunu da unutmayın botları
bağlayacaksınız. İpleri sıkınca ayağınızı iyice sıkmasın.
Daha sonra yüz ve banyo havlunuz, iç çamaşırları, traş
takımı, sabun, şampuan, eğer kışın gittiyseniz içlik verilecek size. Kışın
gidecekler için söylüyorum. Kesinlikle yanınızda fazladan içlikler bulundurun
ya da kantinden fazlaca alın. Çünkü her banyoda değiştirmeniz gerekecek.
Ne götüreceksiniz?
Valla hiçbir şeye gerek yok boşa yük edersiniz. Ben askeri iç çamaşırları
götürmüştüm sadece ona da pişman oldum. Don rengine kimse bakmıyor merak
etmeyinJ
Sivildeki renkli boxerları giyebilirsiniz J
Ama atlet rengi gömlekten görünürse karacı-havacı-denizci artık ne iseniz ona
uygun renk olmalı.
Üzerimde de sivil elbiselerim vardı onları bavula kaldırdım.
Zaten koğuşlardaki dolaplar çok geniş değil. Sivil çok şeyiniz olmasın,
dolaplara koydurmuyorlar ha koyarsınız ama komutan falan kontrol ettiğinde
sivil istemiyorlar. Biz koyuyorduk o ayrıJ
Çarşı izinleri için gerekli sivil eşyalar. Ama ben çarşıdan almıştım zaten
sivil kıyafet. Çalınır malınır. Özellikle usta birliğinde bavul patlatma cüzdan
telefon çalma olayları fazladır söyleyeyim size. Ben küçük bir el çantasıyla
teslim oldum. Askeriyenin verdiği koca bavul size yetiyor zaten.
Öte yandan cüzdan konusuna gelirsek. Acemilikte hepiniz
kısa dönemsiniz ama kimin ne olduğunu
bilemezsiniz. Boynunuza iple asılan cüzdanlardan alın derim. Orada para size lazım
olacak. Valla ne para harcamışım şimdi düşünüyorum da. Acemilik biz 40 gün yaptık. Normalde 28 -30 gün
falandır. 500 lirayı geçmişti. Ki askerlik için çok büyük para gerek yok
aslında. Ama abur cubur al içlik al kışın masraf çok oluyor. Tabii yapmamak
sizin elinizde:) İşte cüzdan alın asın boynunuza ya da kantinde her şey var
zaten orda da bulabilirsiniz. Ama gittiğiniz de orada kalmamış olabilir. Kişisel
bakım için gerekli gördüğünüz şeyleri alabilirsiniz. Başka da bir şeye
ihtiyacınız yok bence. Kantinden zamanla ihtiyacınız olacak şeyleri
karşılarsınız Ki kantin oldukça ucuzdur. Yiyecek içecek çoğu şey vergisiz satıldığı için ucuza geliyor.
Not: Ordunun verdiği
şampuan hiç iyi değil kullanmayın biz koğuş yıkıyorduk onlarla J kantinde düzgünleri
satılıyor alırsınız oradan.
Neden kısa dönemlere poşet derler?
Bununla ilgi çeşitli efsaneler vardır. en yaygın olanı şudur:
Bir gün komutanın biri mıntıka cezası verir askerlere. Çamurlu bir alana sokar erleri. Bu sırada kısa dönem askerlerden biri botum kirlenmesin diye ayağına poşet bağlar :) O gün bugündür kısa dönemler poşet diye tiye alınır. Bunun gibi efsaneler mevcut. Siz de çok duyacaksınız özellikle usta birliğinde. Kafaya takacak bir şey yok . Askerde kendimize poşet diye hitap ederdik çoğu zaman. Şakalaşmanın güzel bir tarafıydı.
Acemilikte neler
yapılır?
Kayıt işlemleriniz yapıldıktan sonra sizi akşama yemeğine
alırlar. İlk kez ordu yemekhanesinde yemek yersiniz afiyet olsun beylerJ büyük ihtimal
birliğinizin komutanı (bizimki ziya binbaşıydı lakabı tek taşak ziyaJ tabur komutanı, birlik büyüklüğüne göre
değişir, tabur mu alay mı tümen mi her neyse)
Bir hoş geldin nutku çeker. Ezbere inandırıcı olmayan lan ne
diyor bu adam diyeceğiniz türden bir konuşmadır. Ve üstüne basa basa silahla
ilgili şeyler söyler.
-Asker silahla evlidir evlat. O sizin karınızdır. Ona göz
bebeğiniz gibi bakacaksınız. Karınızı kimseye emanet etmeyeceksiniz. Görüyorum
bazı aptallar silahını arkadaşına emanet ediyor. O da gidip yere düşürür
efendim başka silahla karıştırır. Ulan karını sen nasıl başkasına emanet
edersin vs…J
Konuyu dağıtmayalım J
Koğuştakilerle tanışırsınız. Yatak numaranız ve dolap numaranız aynıdır. Altta
mı üstte mi seçme şansınız yok yani verilen numaraya yerleşeceksiniz. Ama olur
ya altta ya da üstte yatmak istiyorsanız rica eder arkadaşla değişirsiniz. O da
onun hoşgörüsüne kalmış. Ben altta yatmayı severdim. Kalkması yatması daha
kolay. Hele kamuflajla uzanacaksanız idealdır. Üstte de sakin bir eleman varsa
şanslınızdır.
Neyse ilk gün böyle biter. Sabah uyanınca; lan ben nerdeyim?
demeyin askerdesinizJ
Pazartesi sabah 5.30
da ayaktasınız. Kahvaltı yapar içtimaya gidersiniz. Her takımın bir çavuşu
vardır. Gelir sizi alır eğitim alanına götürür. Çavuş büyük ihtimalle sizden
önceki kısa dönemlerden biridir. Deneyimlidir bilir her şeyi. Ama dikkat edin
çakalın biriyse sizi her türlü yolmaya çalışır. Askerlik adamı değiştiriyor
hele değişmeye müsaitse. Ben hep derdim vatan bu okumuş adamlara mı emanet
yazık diye. Siz de aklı başında adamsanız bu konuyu çok takacaksınız.
Neyse takım komutanıyla tanışır eğitimlere başlarsınız.
İlk başta bir hafta hatta daha fazla bile olabilir, selam
verme ve esas duruş üzerinde durulur. Çünkü askerliğin en büyük disiplini bu
iki şeyde saklı. Bunu iyi öğrenin acemilikte başınıza bir şey gelmez ama usta
birliğinde çok faydalı olur size.
Birbirinize bol bol selam ve tekmil verirsiniz öğrenmek için . Takım komutanı ve
onun bir altındaki komutan sürekli kontrol eder. Öğretir size.
Bu kavramları yaşayarak öğrenmenizde fayda var şimdiden
kafanızı yormayın zaten günlerce öğretecekler biz mal mıyız hala aynı şeyleri
gösteriyorlar dersiniz.
Bunlar yerine oturmaya başlayınca yürüyüş eğitimlerine
başlayacaksınız.
Sağ sol, sağ sol, sağ sol, sağ sağ sağ sol… J bu sesleri çok
duyacaksınız. Normal adım yürümeyi, ileri marş komutunu, yerinde saymayı, çark
etmeyi, öğreneceksiniz. Tabii bir de törendeki müzik eklenecek o bando sesine
göre ayak uyduracaksınız. Günlerce o müzik kulağınızda olacak. Yatarken
kalkarken o müzikle hareket edecek birbirinizle alay edeceksiniz.
En çok da ayağını uyduramayan adamlar alay konusudur. Belki siz
de ayağınızı uyduramayacaksınız. Herkes sol atarken siz sağ attınız mı komutan
garip haller alır J
Takımdan köşeye çekilirsiniz. Size
yürüme özel olarak gösterilir. Buna rağmen yürüyemeyen bir sürü adam vardı. Ne
gülerdik J
Bu da işin eğlenceli kısmı. O adamlara yürümeyi çok iyi bilirmişiz gibi bir
sürü arkadaş akşam koğuşlarda yürümeyi gösterirdik. Olmuyor işte yapamıyorum
diyenleri hatırlıyorum :D
Zor bir şey değil. Sadece kasmayın yeter. Böyle geçer
günler. Yemin törenine hazırlanırsınız. Her gün sıcak da soğukta yürürsünüz de yürürsünüz. Ha yemin
töreninden sonra yapılacak silah atışları için silahla tanışırsınız. Büyük
çoğunluk hayatında ilk kez silah görür benim gibi J Büyük ihtimal G3 piyade
tüfeği ile eğitim görürsünüz. Ağır kullanması zor ve geri tepmesi çok olan bir
silahtır. Asından Zsine her şeyini gösterirler size. Sonra atışlara
gideceksiniz zaten. O da ayrı bir komedi. Dağlara taşlara sıkanı mı ararsın,
geri teptirip gözünü morartanı mı ( bu ayrı bir kabiliyettir J ) , düşmanları imha
etmiş gibi kasılanları mı.. Günlerce
atış muhabbeti döner durur.
Her gün kaçta
kalkılır ?
Acemlikte Kahvaltı kış döneminde 05.30 6.00 arası verilir. Ona göre
kalkarsınız. Saat 7’e kadar mıntıkayı yapmış olmanız gerekiyor.
Usta birliğinde mıntıkayı siz yapıyorsanız ki yeni gelen en
alt devredir kısası uzunu yok mıntıkayı el alt devre yapar saat 6 veya 6.30 gibi kalkarsınız. Ben 15 -20 gün mıntıka
yaptım ve genelde 7 gibi kalkardım orası ayrı J
İçtima 7.45 gibi falan alınır.
Yemekler nasıl, ne
içilir ne yenilir?
Valla eğer yemekleri erler yapıyorsa (er rütbesiz sıradan
asker demekJ )
her türlü sürprize hazır olun derim. Ama yok dışarıdan şirket getiriyorsa bazı
yerlerde öyledir daha iyidir güzeldir. (benim acemilik de ustalıkta da erler
vardı bazen kötü bazen iyiydi yemekler.)
Genelde baklagiller ağırlıklı çıkar yemekler. Kuru fasulye
nohut veya barbunya vardır. Yanında pilav hoşaf yoğurt meyve… Ancak çoğu zaman
lezzetli değildir. Benim sivilde en sevdiğim yemek barbunya idi. Askerde nefret
ettim.
Mesela ıspanak çıkar. Allahhh yeme de yanında yat. Yatarken
içinden kumu taşı ayıkla inşaatta lazım olur. Hakikaten ıspanaklar berbat
olurdu. Güzelim sebze kumlu çıkardı. Yemezdim. Çoğunluk yemezdi dökülürdü çöpe.
Köfte çıkmasın zaten dua edin tavuk çıksın, köfteye nazaran
daha yenilebilir. Köfteyle sevmediğin adamın kafasını yar öylesi bir
sertliktedir. Bunlar hep böyleydi abartmıyorum.
Makarna güzeldir genelde. Börek de bazen iyi çıkar.
Kahvaltıda hazır kapalı reçel bal ya da yağ vardır. Açık
beyaz peynir ya da kaşar vardır. Kahvaltı genelde daha yenilesi bir öğündür.
Çay ya da süt olur. Yemek istemezseniz poğaça ve çay var kantinde bu da bir
seçenek…
Yemekhaneden öyle hijyen beklentilerine girmeyin derim hayal
kırıklığına uğrarsınız. (bu konuda anlatacak çok şeyim var ama boşverinJ ) Gördüğünüz manzaraya
rağmen çoğu kez o yemekleri yemek zorunda kalıyorsunuz. Çünkü aç kalmak güzel
değildir. Ha dışarıdan bir şeyler söyleyemez miyiz derseniz? Oldu abi istersen
çık ye gel derim:D
O iş öyle değil işte. Hafta bir kafa dengi bir komutanın
nöbetçiliğine denk gelirseniz ve taburda fırlama askerler tanıyorsanız çiğ
köfte döner lahmacun söyleyebilirsiniz dışarıdan. Ama her zaman değil. (acemilikte
ne çiğ köfte lahmacun yedim be abi anlatamamJ
) Birliğinizin rahatlığına bağlı.
Usta birliğinde çarşı izinleriniz var zaten o zaman
yersiniz.
Ha bir alternatifiniz daha
var. Kantinden tost ya da abur cubur yemek. Ama o da bıkkınlık veriyor
çok yiyemiyorsunuz zaten.
Mıntıka, içtima,
çavuş da ne ola ki?
Bazı kavramları kulaktan aşinalığınız vardır ama askerde
yaşayarak öğrenirsiniz.
Mıntıka
Acemilik olsun usta birlik olsun her takımın bir mıntıka
alanı vardır. Askerde öğreti basittir: asker kendi kendine her şeye yetmeli.
Sen kirletir sen temizlersin .Acemilikte mıntıka sadece dışarıda çöp ve izmarit
toplamakken , usta birliğinde uzun dönemlere karıştığınız için tuvalet banyo
temizlemek de eklenir. Acemilik de
mıntıka için takımlara ayrılan bölgelere sabahları gidersin ve mıntıka alanında
takımca temizlik yaparsın çöpleri atarsın. Şöyle bir durum vardı. Biz kalabalık
olduğumuz için bulaşıkları her takımdan 2 kişi yıkardı. Bulaşıkhane nöbetçisi
olan askerler gün boyunca sadece bulaşıkhane
ile ilgilenirdi. Her acemi birliğinde aynı mı bilemem. Aynıysa dediğim
gibi bulaşıkhane nöbetçisi sabah öğle
akşam bulaşıklarını diğer askerlerle yardımlaşarak yıkar ve eğitime ya da başka
işe katılmaz.
Usta birliğinde ise takımının sorumlu olduğu mıntıka alanı
(tabur önü, merdivenler, gazino, kantin önü veya tuvalet banyo) ne ise orayı
yeni gelen asker yapar. Yani ast üst ilişkisi askerler arasında da vardır. Usta
birliğinde sen acemisindir ve mıntıka senden sorumludur. Çok şükür tuvalet
temizlemedim J
Tabur önünü 15-20 gün temizledik sonra
uzun dönemlerin alt devresi gelmişti. Bir daha da mıntıka ile
uğraşmadım.
İçtima
Özetle askerlerin toplanması denilebilir. Sabahları alınır
genelde. Komutan gelmeden sorumlu nöbetçi çavuş (bir sonraki başlık çavuş bkz )
askerleri toplar sayar ki kaçak göçek var mı tam mı diye hazır bulundurur. Takım
komutanı gelince çavuş bilgi verir, komutan sayar tamsa sorun yoktur. Sonra tabur
komutanı pazartesi, diğer günler bölük komutanı gelir selam verir ve
komutanlardan rapor alır içtima biter.
Ancak nöbetçi komutanlar içtima almayı çok sevebilir. J Ota çöpe gece gündüz içtima alabilir. Mesela
mıntıkayı beğenmez içtima alır, canı sıkılır içtima alır, asker tartışır içtima
alır, televizyonda bir şey bulamaz içtima alır, egosunu tatmin etmek ister
içtima alır vs.. liste uzar.
İçtima sevilmez . Sebebi de genelde çok beklenir ayakta.
Hele karşısınızda rütbesi yüksek bir komutan varsa Allahhh dakikalar boyunca
içtima bitsin diye içinizden dua edersiniz. (Acemi birliğinde buzun üstünde 1
saat ayakta beklediğimizi ve üstüne üstün binbaşının soğuktan dolayı parmakları
kesilen askerleri anlattığını hatırlıyorum)
Bazı komutanlar da -genelde takım komutanı ya da nöbetçi astsubaydır- gelir hızlıca
sayar dağılın lan der keyfinize bakarsınız.
Çavuş kimdir?
Çavuş sen ben gibi rütbesiz erdir. Yani sıradan bir asker.
Peki neden çavuş denir. Çavuşun diğer askerlerden farkı askerleri haberdar etme
ve içtimaya hazır etme gibi görevleri vardır. Resmiyette bir rütbe değildir.
Acemilikte görevi daha rahattır. Zaten acemilikte yaptığı tek şey eğitim
zamanlarında içtimayı ayarlamak komutanın yapması gereken ama uğraşmak
istemediği ıvır zıvır işleri halletmeye çalışmaktır. (bizim çavuş kendini
komutan sanmaya başlayınca kavga etmişti takımdakiler. Ama hataları çok yüz
vermelerinden kaynaklanıyordu.) Genelde çavuşları komutan sanıp selam vermeye
kalkan acemi askerler vardır. Çavuşun 2 kalın kanatlı basit pırpırı vardır.
Pırpır nedir derseniz askerin rütbesini konumunu belli eden ve omzunda ya da
kolunda bulunan işaretlerdir. Birinin ne olduğunu rütbesinin ne olduğunu oradan
anlarsınız. Çavuşlar da ayırt edilsin diye çavuş kolluğu ya da pırpırı takılır.
Komutanlardan nasıl ayırt edersiniz? Sizinle aynı kamuflajları giyinmiş aynı
tipte olan ama kolunda basit pırpırı ya da kolluğu olan askerdir. Zamanla ayırt
edersiniz. Zaten kendini tanıtır kaynaşırsınız. İşlerinizle ilgilenen sizinle
denk askerdir sonuçta.
Genelde çavuşlar rahattır. Usta birliğinde içtimaya
girmezler. Göreve gitmezler. Tek kötü
yanı usta birliğinde nöbetçileri uyandırmak olduğu için sabaha kadar saat başı ayaktadırlar. Komutanlarla araları
iyidir ve bir çok yönden rahat ederler. Ha olmak ister miydim ya da tavsiye
eder miyim? Elbette hayır. Egosunu tatmin etmek için okumamış genç arkadaşlar
genelde heveslenirler. Çünkü sivilde bir konumları yoktur genelde . Bu yüzden
ne çoluk çocukla ne de tepemdeki tipik komutanlarla uğraşmak istemedim.
Askerliğin bir kuralı da etliye sütlüye karışmamaktır. Hiç sorumluluk
almayacaksın. Kiminle aranın iyi olması gerektiğini bil yeter.
II.KISIM için tıklayın
II.KISIM için tıklayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder